Otuz yedi yaşındaki Robert Ames, bir sigorta acentesinde çalışan sıradan biridir ve oldukça tekdüze bir yaşamı vardır. Aslında o cuma günü de tekdüze yaşamından bir gündür sadece fakat öğleden sonra yaşanan olaylar silsilesinde eski yaşamı tepetaklak olur. Artık ne bir ailesi ne de işini severek yapabilecek heyecanı vardır. Olayları bu hâle getiren ise tek bir şeydir: Tesadüf! Sadece tesadüf...
Bu gece de zamansız uyandım. Sokakta iki kedi kapışıyordu. Gözlerimi açtığımda kulaklarımda tıslamaları vardı; tekrar uyuyamadım. Öylece yatıp ortalık aydınlanana kadar tavanı seyrettim. Sandalyenin üzerindeki giysilerime baktım. O kadar itinalı ve düzgündü ki ancak kontrolü kaybetmekten korkan biri onları böyle asabilirdi. Üzerinde, içinde çiçek olmayan gümüş bir vazo duran komodine bakıyorum, dolabın yanında katlanmış duran ütü masasına, iki kapılı dolaba... Her şeye benim için bir mesajları var mı diye -ama aynı anda oldukça mesafeli- bakıyorum...
