Kuşatma altındasın!
Kaldır ellerini semaya! Teslim ol!
Bırak gel kimliğine iliklenmiş konuşlandırmaları.
Sıfatsız, soluksuz gel! Sağa sola sapmadan, dümdüz gel.
O taraftan, bu taraftan değil, başını göğe vura vura gel!
Vur!
Vur şakağında! As bacağından! Sür şeytanı darağacına!
Vur ki, asaya bölünmüş denizlerin sızısı dinsin. Vur ki, çarmıha gerilmiş bedenler dirilsin. Vur ki, şah damarın şahadeti inletsin.
Vur sevgili...
Vur deli damarıma. Vur aklımı başıma, batır kelâmını bağrıma.
Ciğerimden dökülsün parçalı bulutlu acılar, dimağımdan sökülsün peygamber sızısı sancılar.
Bas hadi!
Hiç durmadan bas damarıma!
Bas ki çıksın canıma yapışanlar.
Bas ki fışkırsın damarımda şahlananlar. Bas canıma aşkını, ses edersem namerdim!
| Detay Bilgileri |
| Dil | Türkçe |
| Basım Tarihi | 2013 |
| Yazar | Leyla Çelik |
| Sayfa Sayısı | 272 |
| Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
| Kapak | Karton |
| Basım Yeri | Ankara |
| Baskı Sayısı | 1 |
| Ebatlar (YxG) | 14x21 cm |
| Isbn No | 9786055143473 |
İnce Alaydan Satire | Saatleri Ayarlama Ensititüsü'nde Hiciv ve Mizah | Ayşe Demir
