Muhtar Şahanov'un Cengiz Han'ın Sırrı adlı felsefi dramı, insanlık tarihinin en zalim ve azgın dehalarından birini konu ediniyor. Cengiz Han çaresi olmayan bir hastalığa yakalanır. Hekimlerin bütün çabaları boşunadır. Fakat Otrar şehrinde savaşta şehit olmuş Aybar adındaki bir bilim adamının bu hastalığın ilacını bulduğu öğrenilir. Bu ilacın tek nüsha olan reçetesi de Otrar kütüphanesindedir. Ancak Otrar hanı Kadir Han'ın gizli emrine göre şehrin düşüşünden 3 gün önce bu reçete bir yerlere saklanmıştır. Esir alınan bilim adamının eşi Akerke, bu olaya şahit olan ve hayatta kalan tek kişidir. Akerke çok okumuş, bilgili bir kadındır. Eğer gizli kütüphanenin yerine söylerse Cengiz Han hayatını sürdürecek, yeni kanlar akıtacaktır. Kadın, diktatörün gizli niyetlerini açığa çıkarır. Cengiz Han'ın 4 resmi nikahlı eşinin ve 500 kişilik hareminin onu sevmediklerini, zorunlu bir itaatle ona bağlı olduklarını söyler. Bunun yanı sıra genç kadın, Otrar'dan sağ kurtulan her kişinin Cengiz Han öldükten sonra onun mezarını bularak üzerine 3 siyah taş bırakacağını, böylece bir müddet sonra siyah taş yığınına dönecek olan mezarın halkın nefretinin sembolleştiği bir anıt haline geleceğini söyler.