Yıllar önce yazılan bir makalede kalb ve kalem erbabına çağrı yapılıyor ve şöyle sesleniliyordu: "İfade ve üslûp ne seviyede olursa olsun çağın bu önemli hâdisesi mutlaka anlatılmalıdır; her şeyden evvel tarihe not düşmek ve bu kahramanlığı gerçekleştiren adanmışlara vefa borcumuzu edâ etmek için anlatılmalıdır. Aksine, çok kısa zamanda, dünyanın dört bir yanında duyulup hissedilen bu yumuşak esinti, bu sımsıcak hava, bu taptaze düşünce ve bu sevgi, hoşgörü meltemleri anlatılmazsa vefa, civanmertlik, diğergâmlık gibi yüksek hasletlere karşı da saygısızlık gösterilmiş olur."
İşte bu kitap biraz da cesaretini yukarıdaki ifadelerden alarak bugüne kadar çoğunun isimleri beşer hafızasında unutulmuş ama ilm-i İlâhîde kayıtlı infak kahramanlarının fedakârlıklarını ele almaya çalıştı. Anlatılan her ne varsa yaşanmıştır. Kiminin ismi mecburen zikredildi ama çoğunun ismi ihlâsa zarar gelmesin diye üstü kapalı ifade edilmeye çalışıldı. Böylelikle hem o mezkûr infak kahramanları unutulmasın, arkadan gelenlere örnek olsunlar istendi hem de Allah için verenlerin niyetlerinin enginliği ölçüsünde nasıl ödüllendirildikleri tescil edilmeye çalışıldı.
