Harika bir yaz günüydü. Gökyüzü pırıl pırıldı. Ayçiçekleri güneşin ilk ışıklarıyla uyanmıştı.
Ayçiçekleri tarlasındaki sevimli Korkuluk da çoktan uyanmıştı. Hatta bazı geceler ayçiçeklerinin başına bir şey gelir diye hiç uyumazdı. Bu sabah da ilk işi onlara: "Günaydın, nasılsınız?" demek oldu. Ayçiçekleri hep bir ağızdan: "Teşekkür ederiz, çok iyiyiz" dediler. Korkuluk bu cümleyi duyunca rahatlamıştı. Demek ki her şey yolundaydı.
Korkuluk, diğer korkulukların aksine çok neşeliydi. Yüzü devamlı gülerdi. Tüm gün ayçiçekleri ile konuşur, şakalaşırdı. Ayçiçekleri ilk başta Korkuluk'u pek sevmemişlerdi. Hatta onun bu şekilde görevini iyi yapamayacağını düşünmüşlerdi. Ne de olsa Korkuluk biraz da korkutucu olmalıydı. Ama zaman geçtikçe onun ne kadar çalışkan ve ne kadar dikkatli olduğunu görüp rahatladılar. Korkuluk, ayçiçeklerini korumak için her şeyi göze alabilecek biriydi.