Konuşmak, insanların geçmişleri ve geçmişte yaptıkları hatalarıyla yüzleşmedikleri sürece şimdiki yaşantılarında cirosu yüksek sorunlar yaşadığını öğretir. Şimdi yaşanılan sorunların aslında geçmişin ayak sesleri olduğunu öğretir. Ama bunun yanında geçmişle hesaplaşmanın mümkün olduğunu ve bunu başaran insanların yeni ve farklı sorumluluklar almaktan ve değişmekten korkmadıklarını öğretir. İnsanların savaştıkları keşkeleriyle anlaşma yapabileceklerini ve suçluluk duygusunun esaretinden kurtulabileceğini öğretir. Bazen hiç mola vermeden saatlerce dinlemenin, bazen duyulanlar karşısında Alaaddin'in sihirli lambası gerçek olsa dedirtenin, bazen insani değerler sistemine ters düşmesine rağmen ağlamaktan keyif almanın, bazen tarifi, şekli, hacmi olmayan acıların, kaynağı belirsiz korkuların, nedeni bilinmeyen pişmanlıkların, çözümlenmemiş çatışmaların, öğrenilmiş çaresizliğin adının konuşmak olduğunu öğretir. Ve konuşmak, aynaya baktığımızda göremediklerimizi gösteren sihirli bir güce sahip olduğunu gösterir.
