"Hukuk nedir, şu kitapçılardaki kanun metinleri mi yoksa adliyeler mi? Ve biz tutup bu kanunları yesek veya onları adliyenin içinde toplayıp hepsini yakıp yıksak artık hukuk yoktur mu diyeceğiz? Bu gülünç olmaz mı? Bir kalem ile Kalem farklı şeydir. Bir kalemi duyabilir, görebilirsin ama ona kalem demeni sağlayan Kalem'i ne görebilirsin ne duyabilirsin, onu düşünebilirsin, düşünce ile görebilirsin. Hukuk ve adalet de böyledir, bu yüzden bütün anayasalar yense de anayasa yok olmaz."
Platon, diyaloglarında yasadan, yönetim biçimlerinden ve adaletten sıklıkla bahsetse de hukuku ve doğrudan ontolojik bir vaka olarak ele alıp özel olarak incelememiştir. Elinizdeki kitap hukuka Platon'un varlık kuramının ışığında bakmakta ve Platon'un mevcut ile bu mevcudun idea'sı arasında kurduğu ilişkiyi hukuka uyarlamaktadır. Mevcut hukukun ve hukukların varlığının, teorik ve pratik çalışmalarda ancak hukukun kendisi ile birlikte düşünüldüğünde anlamlı sonuçlar üretebileceğini, hukuk ile politika arasındaki ilişkinin de ancak bu minvalde değerlendirilebileceğini açıklamaktadır. Yirmi beş yüzyıl önce hocası Sokrates'i genel kanının pençesine düşmüş bir hukuka kurban veren bir filozofun sunduğu araçları hukukun çekirdeğindeki hukuk fikrini vurgulamak üzere kullanmak, güncelliği su götürmez bir çabadır.
